Monet ve Gölgelerin Rengi
- Tuğbanur Eroğlu

- 12 Haz
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Kas

Belgrad’daki Sırbistan Ulusal Müzesi’ni gezerken, birçok sanatçı ve eser arasında bir de Monet’in meşhur Rouen Katedrali serisinden biri ile - bu toz pembe tablo ile karşılaştım. Benim sanat tarihi bilgim sıfır. Spontane ve sürprizsever bir insan olduğum için gittiğim yerlerde nereleri gezeceğimi bile önceden araştırmam; Keşif gezisi gibi olması daha çok hoşuma gider. Genelde sanat eserlerini de önce merakla ve şuursuzca izler, kendi kafamda yorumlar, ancak sonrasında araştırmaya başlarım. Yani benim kervan genelde yolda düzülür.
O gün de, bu toz toz renklerin uçuştuğu Monet tablosunun önünde, fotoğraf çektirmek isteyen bir Japon kız sayesinde benim de Monet’le bir fotoğrafım oldu. Yoksa pas geçebilirdim. Tabloya yavaş yavaş yaklaşıp sonunda bir de dokunmuşum eheh. Çünkü bence müzelerde “eserlere dokunmayınız” gibi kurallar insanın içini gıcıklıyor. Dokunmayacağım varsa da dokunuyorum arkadaş.
Gelelim tabloya… Gotik katedraller, mimari olarak yalnızca taş yığınları değil, “yeryüzünden gökyüzüne yükselen dua” gibidir. Mitolojide bu, axis mundi — yani “dünyanın ekseni” — ile eşdeğerdir: Sümerlerin Ziggurat’ı, Yunanların Olimpos’u, Hindistan’ın Meru Dağı gibi. Monet ise Bu seride Rouen Katedrali’ni bir mimari eser olarak değil, adeta bir ışık mabedi olarak ele almış. Taşların üzerindeki her renk değişimi, katedralin yaşayan bir varlık gibi nefes alış verişi gibi.
Monet’in amacı formu kusursuz çizmek değil, ışığın ruhunu yakalamak. Gölgeler siyah değil; mor, mavi ve kırmızı tonlarlarda. Böylece tablo, “karanlığın” da aslında renkli ve yaşayan bir enerji olduğunu fısıldıyor. Ezoterizmde de gölge “ışıksız” değil, “ışığı farklı kıran” taraf olarak tanımlanır.
Monet’nin Rouen Katedrali serisi bana göre aslında taş bir yapının değil, ışığın ve gölgenin içsel mabet üzerindeki dansının resmi. Gölgeler burada karanlık değil; farklı bir renk, farklı bir gerçeklik. Tıpkı ruhsal yolculukta gölgelerimizin bize kendi farklı renklerimizi ve yönlerimizi göstermesi gibi.
Peki acaba Monet bu resmi yaparken buları düşünmüş mü? Belki siyah boyası kalmamıştı da başka renkler kullanmıştı:) Şaka bir yana, okudukça, araştırdıkça, bir çok ressamın ezoterik bilgileri yalayıp yuttuğunu ve hayatlarına entegre ettiğini, bu sayede yaşama ve nesnelere çok farklı pencerelerden baktığını görüyorum.
Peki ya sen, kendi gölgelerinin renklerini hiç gördün mü? Tanımlamak isteseydin bunlar hangi renkler olurdu?
6 Haziran 2025






Yorumlar