top of page

Nagualizm

  • Yazarın fotoğrafı: Tuğbanur Eroğlu
    Tuğbanur Eroğlu
  • 7 Kas
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Kas

ree

Rüyaların Kadim Bilgisi


Ben de bir dolunay yazısı yazayım dedim. Fakat bu dolunay yazısı biraz farklı. Ayla ilgili döngülerin bizi çok heyecanlandırıyor olması acaba ruhumuzun bu sıkışmış bedende birazcık bilinçdışına doğru adım atacak mıyız hevesi olabilir mi? diye düşünüyorum ben. O baş ağrılarımız ise bu süreci hiç de güzel kullanamayışımızdandır, “Dolunayda geriliyorum, öfkeleniyorum” diyenler o ruhun sesini duymayanlardır belki de. Kim bilir…


Bir Meksika uçuşu öncesi Kadıköy’de yürüyüş yaparken duvarlara dizilmiş kitapların arasından “Toltek Sırrı” ile göz göze geldik. Kitaba ise atalarımın da davetiyle birlikte Mexico City’de başladım:) Tam yerinde başlamak güzel bir “tesadüf”tü benim için. Daha önce gittiğimde neden yuvarlak bir obsidyen sattıklarını anlamamıştım. Meğer “Tüten ayna” deniyormuş bu obsidyene ve aynaya bakarak yapılan meditasyonlarla bilinçdışından bilgi çekiyormuş kadim yerliler! Hemen buldum aldım bir tane. Kullanıyor musun diye sormayın konumuz o değil:) Kısaca bahsetmesi ve toparlaması zor olacak fakat gelelim Nagualizme…


Nagualizm, kökleri Olmek, Chichimeka ve Teotihuacan kültürlerine dayanan ve Nahuatl dilinde aktarılan kadim bir bilgelik sistemidir. Bu öğreti, Toltekler, Aztekler ve Mexihcalara kadar ulaşarak nesiller boyunca aktarılmıştır. Ne kadar köklü bir sistem olduğunu anlamak için Meksika ve Toltek kelimelerinin anlamlarına bakmak bile yeterli.


Meksika kelimesi, Nahuatl dilindeki metztli (Ay), xictli (göbek deliği) ve co (yer) kelimelerinden türemiştir. Bir araya geldiğinde “Ay’ın göbek deliğinin yeri” anlamına gelir. Bu tanım, Meksika’nın rüyacıların ve rüya görürken uyanık olanların toprağı olduğunu anlatır. Bu cümle birazdan bahsedeceğim nagual ve tonal kavramları ile alakalı. Bu kavramları okurken nagual=bilinçdışı, tonal=bilinç olarak düşünebilirsiniz. Ay, sembolizmada ise bilinçdışıdır. Yani ayın göbek deliği ise bilinçdışının dibi :)


Toltek kelimesi ise Tule ağacından türeyen bir kelime. Bu ağaçtan bir sakız elde edilir. Hareket esnekliği anlamına gelen bu kelime ise bütün hareketin başlangıcının kozmos olduğuna inanan bir milletin ismine ilham olur ve Toltek, “Kozmosun hareketinin farkında olanlar” anlamına gelir. Toltekler, evrenin enerjisel doğasını ve insan bilinci üzerindeki etkilerini anlayan bir halk olarak bilinir. Naguallar ise rüyacılardır. Yani görülmeyen dünya ile, bilinçdışı ile haşır neşir olanlar ve rüyalarını kontrol etmeyi öğrenebilenler. Bunu öğrenmek belli kişilerin şansı. Onlar ise rasgele değil, takvimlerine bakarak seçiliyor, ustalar tarafından sofistike bir eğitime tabii tutuluyor.


Mexihcaların söylediği bir söz, nagualizmin temel bakış açısını özetler:

“Rüyalarını hatırlamayan kişi yaşayan ölüdür, çünkü uyanıkken hayatı üzerinde kontrol sahibi değildir.”

Bu anlayışa göre, bizler sadece yediklerimiz, içtiklerimiz ya da düşündüklerimiz değiliz; biz, rüyalarımızız. Hayatımızı şekillendiren en derin unsur, rüyalarımızdır. Düşüncelerimiz, seçimlerimiz ve hatta beslenme alışkanlıklarımız bile rüyalarımız tarafından belirlenir. Yani bilinçdışımız tarafından. Bu kadim bilgi, konuştuğumuz dile de yansımıştır. Örneğin:

“Rüyalarımın kadını”

“Hep hayalini kurduğum iş”

“Hep yaşamayı hayal ettiğim hayat”


Bu ifadeler, eski insanların, bir şeyi önce rüyalarında görüp sonra yaşadıklarını bildiklerini gösterir. Nagualizmi anlamak için Tonal ve Nagual kavramlarını bilmek gerekir. Yani bilincin iki yönünü.


Tonal: Fiziksel Dünya ve Güneşin Enerjisi

Tonal, güneşin enerjisiyle yönetilir ve fiziksel dünyaya bağlı algımızdır.

Maddeyi ve beş duyuyu kapsar.

Gündüz bilincimizi, zaman ve mekandaki kimliğimizi oluşturur.

Uyanıkken başımızın çevresinde kehribar renkli bir enerji olarak bulunur.


Nagual: Rüya Dünyası ve Evrensel Enerji

Nehua (“ben”) ve Nagualli (“genişletilebilir”) kelimelerinden gelir.

Gerçek benliği, fiziksel dünyanın ötesine geçen özü ifade eder.

Ay, Venüs ve Pleiades’in enerjisiyle bağlantılıdır.

Gündüzleri göbek çevresinde bulunurken, ya da trans halinde başın etrafına yükselir.

Rüya dünyasını gezen enerji kitlesidir.


Nagual ve Tonal’in ayrılması, insan için en büyük kopuştur. Bu iki enerji birleştiğinde, bilinçli rüya (lucid dreaming) tolteklerin deyimiyle çiçek rüya” (berrak rüya) deneyimlenebilir.


Rüya ve Gerçeklik Arasındaki Bağ


Eğer bir kişi rüyalarını hatırlamıyorsa ve bu durumu değiştirmek için eğitim almazsa, rüyaları tekrar tekrar geleceği olacaktır. Geleneklere göre, bu süreç “Ay’ın görünmez hapishanesi” olarak adlandırılır. (Günümüzde ise psikolojide buna eğer takılı kaldığın paternini bulamazsan aynı döngüyü devam ettirerek yaşayacaksın deniyor.) Burada bahsedilen Ay, sadece gökyüzündeki Ay değil, aynı zamanda Nagual’in ve rüyalarımızın bizi hapsetmesi anlamına gelir.


Atalara göre, her insanın misyonu bu hapishaneyi yıkmak ve kendi rüyalarının, dolayısıyla hayatının kontrolünü ele almaktır. Yani bilinçdışına hükmederek kendi kaderinin iplerini eline almak. Jung ise şöyle der; “Siz bilinçaltınızı bilinçe dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz.”


Nagual’ın Özellikleri


Gerçek bir Nagual, uyku ve uyanıklık hallerini birleştirebilen kişidir. Onun bazı temel özellikleri şunlardır:

Bilgece konuşur, öfkesini kontrol eder, dengelidir.

Duygularının esiri olmaz, onları yönetir.

Yeraltı dünyasının ve cennetin bilgisine sahiptir.

Güvenilir ve koruyucudur, insanlara zarar vermez.


Dünya, dualite sistemine tabii olduğu için her güzelliğin bir de gölge tarafı da vardır ki Nagualizmde de bu mevcut. Şeytani Nagual’lar büyüler yapar, insanlarla alay eder ve manipülatif olabilirler.

İşte şifacılık ve büyücülük arasındaki ince çizgi de budur.



Nahuatl dili, eski Meksika’nın kozmolojisi ve kadim bilgilerini içinde saklar. Kelimeler, sadece fiziksel yaratımı değil, enerjisel seviyedeki oluşumu da anlatır.


Nagualizm, rüya dünyasının ve uyanıklık halinin birleşmesini sağlayarak, insanın kendi gerçekliğini yaratma gücünü keşfetmesini amaçlayan bir bilgeliği temsil eder.


Bu öğretiler, insanın kendi bilinç durumunu ve rüyalarını kontrol etmeyi öğrenerek, kendi kaderinin efendisi olmasını hedefler. İşte Cosmoenergetica sisteminin kadim bir öğreti oluşu da tam olarak bunu öğretiyor olmasından. O sebeple hiçbir Cosmoenergetica öğrencisi size nasıl bir deneyim yaşadığını çok da anlatamaz. Çünkü yaşanan deneyimler dünyamızda yani bilinçte değil, bambaşka dünyalarda gerçekleşir yani bilinçdışında. Oralardan aldıklarımızı da kendi dünyamıza entegre ederiz. Rüyaları analiz etmek, yazmak, gözlemlemek ise bilinçdışına inmenin en temel ve başlangıç adımıdır. Oldukça da çok yararlıdır.


Hepinize çiçek rüyalar. 🌺


Kaynak: Toltek Sırrı - Sergio Magana Ocelocoyotl

Yorumlar


Yorum yapmak ve yeni yazılarımdan haberdar olmak için abone ol.🎋

  • Behance
  • Youtube
  • Instagram
  • Etsy

© 2025 by Tuğbanur Eroğlu

bottom of page